15 Temmuz darbe teşebbüsünün akabinde Gülen yapılanması soruşturmasında kuşkulu olan, fakat TBMM Lideri Mustafa Şentop’un “kefil” olmasının akabinde belgesi takipsizlikle kapatılan Hakim Eren Şen’le bâtın istihbarat raporuna DW Türkçe ulaştı. Takipsizlik kararından dört gün sonra Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından savcılığa gönderilen bilgi notunda, eski Hakim Eren Şen’in üsteğmen olarak askeri yargıda misyon yaparken örgütün mahrem hizmetler yapılanmasıyla irtibatlı olduğu, operasyonel çizgi kullandığı belirtildi.
Genelkurmay İsimli Müşavirliği’nde Askeri Savcı olarak vazife yapan Eren Şen hakkında 15 Temmuz darbe teşebbüsünün akabinde Gülen yapılanmasına üye olduğu argümanıyla Ankara’da yakalama kararı çıkarılmıştı. 11 Ağustos 2016’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek teslim olan Şen, Gülen yapılanmasıyla irtibatının olmadığını, askeri yargı içerisinde de örgütten kimseyi tanımadığını söyledi. Savcılık, soruşturma kapsamında birçok kişiyi şahit olarak dinledi.
Ancak Şen hakkında en kritik ifadeyi TBMM Lideri Mustafa Şentop verdi. Şen’in Marmara Üniversitesi’nde öğrenciyken tanıdığını, mezun olduktan sonra şimdi stajyer hakimken yanına geldiğini savunan Şentop, “Eren Şen, 2012 yıllarının sonu itibariyle FETÖ ile çaba konusunda faydalı bilgiler verdi, günahsız olduğuna inanıyorum” dedi.
Savcılık, soruşturma sonunda Şen hakkında 22 Mayıs 2017 tarihinde takipsizlik kararı vererek belgeyi kapattı.
Takipsizlikten sonra örgüt şeması ortaya çıktı
Ancak takipsizlik kararının akabinde kritik bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. Karardan sadece 4 gün sonra MİT tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na “kişiye özel” ibaresiyle bilgi notu gönderildi. Devletin üst kademesiyle paylaşılan 26 Mayıs 2017 tarihli bilgi notunda, Eren Şen’e yönelik Gülen yapılanmasıyla irtibatlı suçlaması yapıldı.
Notta Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda vazifeli asker kökenli Gülen yapılanması mensuplarının 2012-2013 yıllarında operasyonel çizgiler ve ankesörlü telefonları kullanarak örgütün mahrem hizmetlerinde misyonlu imamlarla irtibat kurdukları anlatıldı. Raporda, “Bu prestijle mahrem hizmetler olarak isimlendirilen yapılanma bünyesinde kurulan haberleşme ağında beş sivil şahıs ile 14 TSK mensubunun yer aldığı belirlenmiştir” denildi.
Üç sayfalık notun ekinde, Eren Şen’in bağlı olduğu tez edilen yapılanmaya ait şema da yer aldı. Şemanın en doruğunda, Şen’den sorumlu mahrem imam olarak Şırnak’ta öğretmen olarak vazife yapan Selami T.’nin ismi yer aldı. Yazıda, hala firari olan T.’ninn 2010 yılında yapılan KPSS’de kopya çekerek öğretmen olduğu öne sürüldü.
Şen’in ise Ulusal Savunma Bakanlığı’nda Merkez Dairesi Başkanlığı’nda üstteğmen olarak misyon yaptığı belirtildi. Şemada tıpkı mahrem imama bağlı olan Şen’le birlikte üç subayın daha ismi yer aldı. Bu subaylar da 15 Temmuz’dan sonra örgüt üyeliğiyle suçlandı.
Savcılık, MİT’in yazısının bir benzerinin Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden gelmesi üzerine misyonsuzluk kararı vererek belgeyi HSK’ya gönderdi.
Bilgi notuna karşın kritik görev
Bu bilgi notuna karşın Eren Şen, askeri yargının kapatılmasının akabinde hakim olarak Ankara Adliyesi’nde görevlendirildi. Bir periyot Sulh Ceza Hakimi olarak misyon Şen’in ismi birçok tartışmalı kararda geçti. Dolandırıcılık teziyle tutuklanan Doğan Çelik’i kuşkulu bir formda tahliye edilmesi kararına imza atan Şen, bataklık operasyonunda da gündeme geldi.
HSK üyesi Hamit Kocabey’in avukat oğlu Nizamettin Kocabey’in savunduğu bir şüphelinin hür bırakılması konusunda Hakim Şen’e baskı yapıldığı argüman edilmişti. Kocabey’in, bu nedenle MHP başkanı Devlet Bahçeli’nin isteği üzerine istifa ettiği tez edilmişti.
Şen, bu süreçte misyondan alınarak ağır ceza mahkemesi üyeliğine atandı.
Öte yandan kulislerde Edirne’de hudutta yakalanan bir şüphelinin sözü üzerine Şen hakkında HSK tarafından yeni bir soruşturma açıldığı konuşuluyor. Şen’in bu soruşturma nedeniyle birinci sınıf hakim yapılması sürecinin bekletildiği öğrenildi.
“Raporu kripto Gülenciler gönderdi”
DW Türkçe’nin ulaştığı bilgilere nazaran Eren Şen’in ise hakkındaki savlarla ilgili olarak “böyle bir raporun geldiğinin hakikat olduğunu, lakin bu raporun Gülen yapılanmasıyla faal uğraşının bir sonucu olarak istihbaratta yuvalanan kripto Gülenciler tarafından gönderildiğini” tez ettiği öğrenildi.
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe
