Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Kurulu (ECRI), Avrupa’da Müslümanlara karşı önyargı, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük, endişe ve şiddete karşı uyardı. Müslüman bireylerin sakal, başörtüsü ya da farklı bir isme sahip oldukları için ayrımcılığa uğradığına işaret eden kuruluş, bu durumun toplumu böldüğüne vurgu yaptı ve hükümetleri Müslümanlara yönelik ırkçılığa karşı daha süratli hareket etmeye çağırdı.
Avrupa Kurulu’na bağlı bağımsız bir kuruluş olan ECRI’nin Strasbourg’da düzenlediği toplantıda konuşan Domenica Ghidei Biidu, 11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) başlayan İslamcı terör atakları, göç akımları ve Avrupa’da sağcı ve popülist partilerin güçlenmesinin ayrımcılığa taban hazırladığını belirtti. ECRI yetkilisi Biidu, bunun sonucunda toplumun çeşitli kısımları ve ömrün çeşitli alanlarında Müslümanlara karşı güvensizlik ve dışlama eğiliminin doğduğunu kaydetti.
“Eşitlik unsuruna olan inancı zedeliyor”
Almanya’dan İslam bilimci ve hukukçu Mathias Rohe ise, İslam düşmanlığı ya da İslamofobi kavramlarının kapsamına girmeyen, yapısal ve kısmen bilinçsiz bir halde yapılabilen ayrımcılığa işaret ederek mağdurların iş ararken ya da konut kiralarken bu cins ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Alman İçişleri Bakanlığının Müslüman düşmanlığı alanındaki uzmanları ortasında yer alan Rohe, bu tıp ayrımcılıkla karşılaşan mağdurların tüm vatandaşların eşitliği prensibine olan inancını yitirdiği ikazında bulundu.
Avrupa Kurulu Irkçılık Özel Temsilcisi Daniel Höltgen de, hükümetlerin ırkçılık ve ayrımcılığa karşı daha fazla kararlılık göstermesi gerektiğini belirterek ECRI’nin Mart ayında 46 Avrupa Kurulu ülkesine gönderdiği tavsiyelerin bu tarafta kıymetli bir adım olduğunu kaydetti. Müslüman aksisi ırkçılık ve ayrımcılığın toplumun giderek büyüyen bir bölümünü amaç aldığına işaret eden Höltgen, yalnızca Almanya’da nüfusun yüzde 7’sini Müslümanların oluşturduğunu belirterek durumun denetim altına alınması gerektiğini kaydetti.
Eğitimin ehemmiyetine vurgu
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatında (AGİT) Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Çaba Özel Temsilcisi Mehmet Paçacı da tedbirler alınmaması durumunda entegrasyonun engelleneceği, yeni meselelere taban hazırlanacağı ve istikrarın bozulacağı uyarısı yaptı ve eğitimin kıymetine dikkat çekti. İslam İşbirliği Teşkilatının (OIC) AB temsilcisi İsmet Cahan ise dini çeşitliliğin ne manaya geldiğini çocukların erken yaşlarda öğrenmesi gerektiğini belirterek karşılıklı olarak birbirinin dini bayramlarına iştirakin yardımcı olabileceğini, fakat bilhassa medyanın bu alana vurgu yapmasının değerli olduğunu belirtti.
İngiltere Müslümanlar Kurulu Genel Sekreteri Zara Muhammed de maksadı, “Müslümanların toplumun doğal bir kesimi olduğu açık bir İslam” diye nitelendirerek Müslümanların daima “öteki” ya da “kuşku uyandıran yabancı” olarak lanse edildiğini, bu telaffuzun değiştirilmesi için çalışılması gerektiğini belirtti.
KNA / BK,ET
