Avrupa Birliği, TBMM’den geçen toplumsal medya yasa tasarısıyla ilgili kaygısını lisana getirdi.
Avrupa Birliği (AB) Dış Bağlantılar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in sözcüsü Peter Stano, kelam konusu yasanın “Türkiye’de söz özgürlüğünü ve bağımsız medyayı daha da kısıtlamasından korktuklarını” söyledi.
Sözcü Stano, Brüksel’de yaptığı açıklamada, bilhassa de yasanın öngördüğü mahpus cezalarına dikkat çekti.
Stano, hala AB’ye aday ülkelerden biri olan Türkiye’nin “en yüksek demokratik standartları ve uygulamaları” sürdürmek zorunda olduğunu belirten Stano, Ceza Kanunu’nun muhalif seslerin susturulması için kullanılmaması gerektiğini söz etti.
Yasanın içeriği
Muhalefet ve basın meslek örgütleri tarafından “sansür yasası”, iktidar tarafındansa “dezenformasyonla uğraş yasası” olarak tanımlanan 40 unsurluk kanun teklifi dün akşam TBMM’de kabul edilmişti.
AKP’li ve MHP’li milletvekillerin oylarıyla Meclis’ten geçen yasa tasarısı, “halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayan” şahıslara bir yıldan üç yıla kadar mahpus cezası verilmesini öngörüyor.
Türk Ceza Kanunu’na 217/A unsuru olarak eklenmesi teklif edilen 29’uncu hususta şöyle deniyor:
“Halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma:
MADDE 217/A-(1) Sadece halk ortasında telaş, endişe yahut panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu tertibi ve genel sıhhati ile ilgili gerçeğe muhalif bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli halde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılır.
(2) Failin, kabahati gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yahut bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, üstteki fıkraya nazaran verilen ceza yarı oranında artırılır.”
Sosyal medya ağlarına yönelik kontrolü de sıkılaştıran yasa, kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerini getirmeyen toplumsal medya şirketlerinin ağır para cezalarına çarptırılmasını öngörüyor.
Venedik Komitesi’nin uyarısı
Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Kurulu’nun anayasal mevzulardaki müşavere organı olan Venedik Kurulu da geçen hafta yasa tasarısındaki “yanıltıcı bilgi yayma” hatasına ait kararın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nce teminat altına alınan söz özgürlüğünü engellediğini bildirmişti. Kurul ayrıyeten, kelam konusu karardaki sözlerin “yeterince açık” olmadığını ve bu nedenle uygulama kapsamının da bilinmeyen olduğunu belirtmişti.
“Böyle bir kararın mümkün sonuçları konusunda, bilhassa de Haziran 2023’te yapılması planlanan seçimler öncesi otosansürü artırabileceği için tasa duyduğunu” aktaran Kurul, Türk makamlarına kelam konusu unsur kararının Ceza Kanunu’na eklenmemesi için tavsiyede bulunmuştu.
DW,AFP/CÖ,EC
